Bir anda içimde şimşekler çaktı Samyeli poyrazda lodosta yoktu Gönlümün suları çabucak aktı Savruldum aşkıyla divaneyim ben . Melek mi insanmı nedirki cismi Cennetten mi geldi huri mi ismi Bakınca gönlümde çizildi resmi Savruldum aşkıyla divaneyim ben . Lal oldum karşında dilim tutuldu Ayağım titredi olanlar oldu Yürek neşelendi aşk...
Selamolsun bayrağıma, selamolsun vatanıma Selamolsun şehitlerim, uğruna döktüğün kan’a Selamolsun atalarım – Selamolsun ecdadıma Selam olsun bayrağıma – Selam olsun vatanıma *** Benliğimde bir tutkusun, burcu burcu kokun ile Bugün yazmaktayım seni – Gönlümdeki aşk ile Heyecanlandın şair’im, yüreğindeki coşkun ile Selam olsun bayrağıma – Selam olsun vatanıma *** Ne...
İn misin cin misin, bilmem ki nesin? Seni çözmek ne zor şeymiş deliban. Ayaktan tut başa, her yanın esin; Seni çözmek, ne zor şeymiş deliban. *** Dizeler dizersin ozan dilince, Yansır yüreklere inceden ince. Süleyke olursun yağmur dinince; Seni çözmek, ne zor şeymiş deliban. *** Navruz çiçeğisin, nazlı mı nazlı....
Her alanda “marka”ların hüküm sürdüğü bir zamandayız. Mağaza vitrin ve raflarında nesnelerden çok marka satılıyor. Kıyafet almak isteyenler için marka önem taşıyor. Yiyecek, içecek, beyaz eşya, mobilya, cep telefonu, aklınıza ne geliyorsa, hepsi, çok iyi ve özel oldukları için değil, marka oldukları, piyasada isim yaptıkları için alınıyor. Aynı durum, arkadaş...
Onlar radyo görmedi Televizyon bilmiyorlar Bilgisayar görmediler Cep telefonu kullanmadılar Otomobile binmediler Otobüs bilmiyorlar Kot pantolon gitmediler Aşk sevda bilmedikler Uçak bilmiyorlar Sadece tarlada çalıştılar Yaşamak için yaşadılar Market görmediler AVM bilmiyorlar Elektrik görmediler Traktör hiç bilmiyorlar Sadece karsabanla Tarla sürdüler Buzdolabı, çamaşır makinesini Hiç görmediler Nice fidanlar toprak oldu...
Unutmaya çalışsam da izlerin silinmiyor Bir muamma oldu bu aşk sonumuz bilinmiyor Gönül sana bağlı kaldı başkası sevilmiyor Gel meleğim gel bebeğim sensiz yüzüm gülmüyor *** Neredesin ne haldesin gel desem gelir misin Göğsümden söktüğün kalbi istesem verir misin Ne sen bensiz ne ben sensiz olamayız bilirsin Gel meleğim gel...
Olsada çeşidi yirmi bir tane Senin gözlerine hastayım gülüm Deme gözlerimden sakın sanane Senin gözlerine hastayım gülüm * İstemem sohbeti istemem sözü Sözlerim pek çokta daha bu azı Seyretsem de yeter böyle bir gözü Senin gözlerine hastayım gülüm * İçine çeksede hep bakanları Kirpiklerin mızrak korur onları Sende mi birikmiş...
Ay aydınken, Belli belirsiz bir vapur geçiyordu Boğazın mavi sularında. Ve kımıl kımılken yakamozlar Rahat bırakmıyordu kendini zihnindeki Düşler. Derin derin iç geçirip Kırgınlığını Kızgınlığını Pişmanlığını Aldanmışlığını İçini yakan sırrı anlatmak dertleşmek için Martı aradı gözleri gecenin bir saatinde. Söylemez kimseye kimsenin sırrını Çünkü gizdir martı O yüzden çığlık çığlığadır...
(..Koca Dünya..) Ne alimler ne yazanlar Ne şairler ne ozanlar Ne abdallar ne gezenler Alıp gitti koca dünya *** Pir Sultanlar Nesimi’ler Ne de Bektaş- ı Veli’ler Koca Veysel Karani’ler Alıp gitti koca dünya *** Kime baki kaldı söyle Yalan dünya işte böyle Sultan Süleyman’ı bile Alıp gitti koca dünya…...