ALPARSLAN – 2

Duydumki, ele vermişsin gönlünüUnuttun demek, yemin ile sözünüİnanması çok zor, hayalmi Düşmü buSonum olduğunu, aklına getir zalim Bilemedim, bu aşkın sonunuGöremedim bak, yalan oldugunuBir heves miş, bu gönül oyunuSonum olduğunu, aklına getir Giden benden gitmiş zatenSevsem artık neye yararkiBütün umudumu ona bağladımBende gülecek yüzmü bıraktı Anamdan doğalı, bir günmü gördümDertle...

Gece karanlığın en koyusunda, Aklıma düşersin kaygılanırım. Zifiri karanlığın ortasında, Sanki beni bekliyorsun sanırım. Gecenin sırtında seni ararım, Yıldızlara aya göğe sorarım. Her an ismini seni sayıklarım Senin hayaline dalar gözlerim Uzanır gibi maviye dalarım, Mehtaba bakarım seni ararım. Sonsuzun içinde, sen ıssız varım, Her gece hep seni anar yüreğim....

Yürek defterime yazdığım dostluğunu, Düşündüm ki gönül bahçeme ekmeliyim Gök yüzünü andıran duru arkadaşlığını Düşündüm ki sonsuza kadar taşımalıyım Sinop akşamlarının terleyen denizini Genç ömrümüzün lise serüvenlerini Kısa zaman diliminde sınıf ziyaretlerini Unutalım mı şimdi seninle şehir anılarımızı Uzak bir adresten geliyor şimdi sesin Unutmadın, aradın, dedin şimdi neredesin Cansın...

Madem sordun anlatayım gördüğüm son halini Aşkın cenderesinde sıkılmış bir haldeydi Dilinden hiç düşürmüyor unutmamış o seni Gidişin deprem olmuş yıkılmış bir haldeydi Kimselerle konuşmuyor selam bile almıyor Gıdam ağlamak diyor ne yapılsa gülmüyor Derin derin. ah çekiyor belli seni özlüyor Bir taş gibi kaskatı kesilmiş bir haldeydi Günlerdir aynı...

 İnsanoğlunun varlığından bu yana çeşitli ve sonu gelmeyen istek ve ihtiyaçları vardır. Bu istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için farklı yollar ve şekiller ile örgütlenmeye ihtiyacı olmuştur. Özellikle teknolojinin gelişimi ile beraber insanoğlunun ihtiyaçları ve aynı zamanda istekleri birçok kez değişme ve gelişme göstermiştir. Bahsettiğimiz bu ihtiyaçları ve istekleri karşılamak için...

İNCECİKTEN BİR SIZI Necati Açıkgöz … Sen düşünce aklıma hiç olmadık bir yerde ve olmadık zamanda… Nedenini bilemem, ürperir tüm bedenim. Yüreğime oturur incecikten bir sızı. Titrer elim ayağım. Çarpar deli dalgalar destursuz, sahilime. Islanır avuçlarım, düşer başım önüme. Gönül bu ya; düşlerim elbet, senin baş ucumda olmanı. Tutmak isterim...