‘AYDINLANMA FELSEFESİ’ ADLI KİTABIN İNCELEMESİ
İyi akşamlar arkadaşlar!
Bugün paylaşmak istediğim eserin daha önce üç cildini zaten paylaşmıştım. Bu dördüncü cildi. Tahmin edileceği gibi bu eser de felsefe tarihi. Aslında bu seri Ahmet Cevizci tarafından 7 cilt olarak düşünülmüş ancak hocanın ömrü yetmediği için, eserler tamamlanamamış. Allah hocaya rahmet eylesin! Benim, felsefe tarihinde en çok eleştirdiğim dönemdir Aydınlanma Felsefesi. Şimdi yazacaklarım eserin içinde zaten geçiyor. Nasıl mı geçiyor: “Bu dönemin en güçlü düşünce adamlarından üçü; Rousseau, Voltaire, Kant… Bu üçü, üç aşağı beş yukarı şunu söylüyor; “Biz bu yola iyi olsun, güzel olsun, insanlık aydınlansın, iyi ve güzel yönde birey kendini sorgulasın diye çıktık ama, her şey daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale dönüştü.” Özeti bu… Hatta Rousseau, bir kaç adım daha ileri gidip, hiç gocunmadan; “bu felsefe dönemi, her şey aydınlansın diye iyi niyetle başlamıştır ama, tam tersi her şey daha da karanlık bir hal almıştır.” diyor. Sert eleştirileri var yani, hem de kendi dönemine ait.
Bu ciltte ismi geçen filozoflardan Voltaire deist, Kant ve Rousseau teist filozoflar. Şimdi Rousseau’nun dediklerine gelirsek, neden aydınlanma diye başlamıştır bu dönem de, daha sonra karanlık ve içinden çıkılmaz, çelişkiler yumağına dönüşmüştür. Kendine düşünce adamı dediğimiz kişilerin zaten ne çelişik düşünceleri olduğunu eseri ve çağı okuyanlar tespit edebilirler ama, ben neden olduğunu, kendime has düşüncelerle farklı bir yaklaşımla yazayım: “Aklı olan, ama kullanma tereddütü gösteren, ve/veya kullanmak için müracaat etmeyen, acizlik nedenini bir tarafa bırakıp, ölümlü olduğunu bile bile insanı merkeze koyup, Tanrı’yı dışarda bırakan zihniyetlerden, ne yazık ki, ne felsefe olur, ne de felsefeci olur. B.D.” Sen, her şeyin yaratıcısı ve sahibi yaratıcını bir tarafa bırak, zaten kullanamadığın akılla bir de getir kendini merkeze koy. Olacak şey değil!!! 19. ve 20. yüzyılın filozof ve düşünce adamları, zaten bu aydınlanma dönemini çokça eleştirmişler ve eleştirmeye de devam ediyorlar. Bu dönem, eyleme geçirilecek hiçbir pratik akla imza atmamış, sadece teoride elzem olmayan düşünceler üretmiştir. Tabii bu dönemin doğru düşünen tam entelektüel filozoflarını tenzih ederim.
Eseri niçin okudum ve sizlerle paylaşıyorum: “Çünkü yabana atılmayacak ahlaki, siyasi ve kendine has da düşünceler mevcut.” İşte bu sebeple okudum. Zaten benim işim bu… Kendine düşünce adamı diyenler, ne demişler, ne için demişler, neye dayanarak demişler, yaşadıkları çağ, Kendi şahsiyetleri, vs. vs.
Her zaman ne diyorduk; “Hiçbir düşünce adamını ve eserini, yermek ve beğenmek, övmek ve sövmek için okumuyoruz/okumamalıyız. İyi, güzel ve elverişli olanlar biz de kalır/kalmalı… sairleri gitmeli… Bilmek, öğrenmenin yani tecrübe için eyleme geçmenin en öndeki prensibidir. B.D.”
– – – – – – – – – – –
Aydınlanma Felsefesi.
Ahmet Cevizci.
Say Yayınları.
600 sayfa – 2017 ve 2020 baskı.
İyi okumalar dilerim.
Bol okumalı ve sağlık dolu ömürler dilerim!
Bülent Demirel