82 senesinde Halep’de yaklaşık 40 km uzaklıktaki al_Hadher köyünde Favzo Abdi çok zorlu bir doğum yapar. Kocası ölümden dönen eşine kız oldu diye sofrayı kurmasını buna benzer komutlar yapar. Eşine bundan önce 3 erkek oğul vermişti Favzo Abdi. Taht el_Bahr Halep merkezli yerel bir gazetedir. Hükümet yanlısı Baas lehinde haberler yazan gazetelerden biriydi. 2 senedir basın hayatını sürdürüyordu. Tek adam rejimi ile yönetilen Suriye’de bir gazete için uzun sayılacak süredir. Gazete çalışanı radyo başında Dünya’dan haberleri not alıyordu. _Vah dedi. “Beyrut düştü!” dedi. Üzüntüyle İsrail Beyrut’u işgal etmişti. 1980 yılının Eylül ayında başlayan Irak_İran Savaşı ise devam ediyordu. Ortadoğu’da dengeler değişiyordu. 2 yıl önce SSCB ile ilişkilerini geliştirme yoluna gitmişti. İmzaladıkları 20 yıllık dostluk ve işbirliği geliştirme yoluna gitmişti. SSCB’den silah, teknik yardım alınması öngörülen anlaşma izledi. Suriye artık SSCB’nin Afganistan işgalini tanımış. SSCB’nin Siyonist’mi bir ırkçılık faaliyeti olarak tanımlamıştı. Ortadoğu sürekli altı kaynayan kazan gibiydi. Ateşine odun atmak için hem içerden hem dışardan hain eller yarış halindeydi. Favzo Abdi’nin kızı Amina Stare göçmen _mülteci bindikleri kalabalık gemi konteynırında, gazeteci kimliğiyle, savaştan kaçan kadınların hikayelerini not almaya devam ediyordu. 13 yaşında annesinin ölümünden sonra üvey annede düşen füze sonucu vefat eder. Baba güvenli yer aramak için ayrılır. Bir daha geri dönemez. 3 çocuğa da hem analık hem babalık yapar. Düşen bombalardan evlerde kalan yiyecekler ve pazarda arta kalan sebze meyvelerle karınlarını doyurmaya çalışırlar. Artık insanlar birbirinden yiyecek calmaya da başlamışlardı. Yine böyle bir gün pazardan yiyecek toplamaya çıktığında henüz 13 yaşında IŞID’lı bir terörist tarafından zorla tecavüze uğrar. Çocukluğunu acılar içinde arkasında bırakarak. Latifa’nın hikayesi ise IŞİD peşimi bırakmıyordu. Ölüm korkusuyla yaşıyordum. Teröristlerin Allah’ın adını kullanarak beni öldürmeleri ne müsade edemezdim. Olurda iade edilirsem diye para verip bir kadının kimliğini almıştım. “Ne fark eder? ha Kerima olmuşum ha Latifa. Kim olduğumuzu sonuçta kimse bilmeyecekti. Merakta da etmeyecek,” dedi. Ben de aynı düşüncedeydim, bir yandan korkuyordum. Sonuçta hepimiz başka başka coğrafyalarda kayıtsız kimliklerdik. Kaçış için kaçakçılarla anlaştım. 3. kaçış planımda Kanada üzerinden Amerika’ya gitmeye çalışacağım. Bu da benim hikayem dedi. Bir çok iç acısı hikayeler Amina Stare’nin not defterine almaya deva ediyordu.( KAYITSIZ KİMLİKLER)
Ortadoğu coğrafyasında savaş, açlık, ölümler, enkazlar, toz duman, füzeler, bombalar, havan topları, kurşunlar, çığlıklar, ağlamalar, Halep’de yangınlar, özlemler, umutlar, bulaşıcı hastalıklar, laiklik ve din düşünceleri çarpışmaları, müslümanın müslümanı öldürmeleri, şiddet, istismar,, kadınları çocukları mal gibi alınıp satılması ve tecavüzleri, göçmenler, mülteciler, sömürü, kaçma planları, kaoslar, esaret , kadınlar ve çocuklar. KAYITSIZ KİMLİKLER’de okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
#Favzo Abdi’nin kızı Amina Stare gazeteci. Ailesine kavuşabilecek mi?
#İlk kitabı hazır sayılırdı.
#2. kitabında gazetede yayınlanan makalelerini kullanacak mı?
#3. kitabı kendi hayatı mı? Olacaktı?
Çok acı ve hüzün veren kitabı bir çırpıda okuyup bitirdim