Yazı dizimin üçüncü bölümünü sizlere sunuyorum.Ve yorumlanamanızı bekliyorum. Tarihin neresinden bakarsak bakalım,ERDEM-ONUR-DOĞRULUK-ADALET ve MERHAMET olmayan yerde,İnsan içeriği de olmaz. Çoğunluğun iktidarı Demokrasi değildir. ARİSTO, SOCRATES-EFLATUN v.s. gibi, düşünürler çoğunluğun İNSANİ değerler içinde BİLİNÇLİ olmasıyla DEMOKRASİ olur tezi, geçerlidir. İnsan olmanın DÖRT elementi yok edildikçe, Savaşlar, Vahşetler, Kaoslar…...
Yetmiyormu yüreğimi yaktığın,Seni sevmek suçmu,söyle yar bana.Hasretinle hayellerim yıktığın,Ayrılığın bir o kadar zor bana. Bir tebessüm mutlu ederdi inan,Sen benim aşkımı ettin perişan,Böyle methametsiz olurmu insan,Ne garezin,bilmem neden var bana. Nasıl bir günahım var bilemedim,Seni sevdim,başka yar sevemedim,Dünyamı kararttın,hiç gülemedim,Çok acılar çektim,hele sor bana. Gönlüme koyduğum,zaman ben seni,Yeniden doğmuştum,yeniden yani,İyi...
Sen gittiğin gün başladıGözlerim de yaş ,Sol yanım da sızılarım.Karanlık sokaklar,Geceler bitmiyor,Sökmüyor şafaklar.Kurudu dalındaSoldu yapraklar,Bülbül gül’eGül bübülü’ne hasret.Sen gittiğin günden beriBen bir boşlukta yım.İçiyorum hasretineGecenin kuytu koynunda,Meyim sen, kadehim sen,Kadehim deki tat sen.Sen gittğin den beridir,Bu Ada boş, anlamsız bana.Geceleri zehir zemberek,İçiyorum yokluğunaBaşım dumanlıGönül sarhoş,Üstüme yıkılıyor sanki her bir şeyTutunamıyor,Dayanamıyorum...
Bağırdı Roman kadın, Ağustos ayının kavurucu sıcağında, Körfez’in Ağustos ayına olan korkusuna aldırmadan, aldırış etmeden, oysa halk, yaklaşmakta olan 17 Ağustos Büyük Marmara depremini hala unutmuş değildi, onca yıl geçmişti üstünden, her Ağustos ayı geldiğinde, yine depreşirdi duyguları, hatırlanırken anıları, tazelenirken acıları. 1999 dan evveli bir rüya gördü, o zamanlar...