Yaşadığımız her yer tiyatro sahnesi gibidir. Bu gerçek sahnede oynanacak oyunu iyi oynamakta elimizde kötü oynamakta elimizde. Büyük işler yapamayabiliriz, ama küçük işleri oyunun kuralına uygun bir şekilde oynarsak harikalar yaratabiliriz. Unutmayınız ki uzun yollar küçük adımlarla tamamlanır.
Geceden cep telefonunuzu şarja koydunuz. Sabah kalktınız pencereyi açtınız baharda geldi. Pencereyi açar açmaz sabah yeli yüzünüzü okşadı. Yel yüzünüzü okşamakla kalmadı, dışarıda yeni tomurcuklanmış çiçek kokularını da getirdi size, huzurunuz tam şarj olmuş vaziyette %100 güne hazırsınız. Tıpkı telefonunuzun şarjı gibi.
Şarkı söyleyerek mutfağa gittiniz ocağa çayı koydunuz, çay kaynarken cep telefonuna baktınız şarj %100, şarjdan çıkardınız. Çay kaynayana kadar bir bakayım dediniz telefonunuza; önce bir oyun oynayayım dediniz oynadınız, dedikodu haberlerini görüntülü izlediniz, haberlere bakayım derken arkada bir klip açtınız hızlı bir müzik dinlediniz, yetmedi sabahleyin arkadaşınızı aradınız, görüntülü sohbet ettiniz bolca dedikodu ettiniz. Telefonunuz dedikodudan ısınmış tıpkı ocakta koyduğunuz çayın fokurdayarak suyunun azalması gibi şarjı da azaldı. %100 olan şarj arka tarafta çalışan programlar sayesinde %40 a geriledi. Ne yapalım bu da yeter dediniz. Kahvaltı yaptınız ve dışarı çıktınız işinize gittiniz iş icabı dışarıda çalışıyorsunuz. Arayanınız çok, şarjınız düşüyor %20 oldu kırmızı noktaya düştü. Uyarıyor telefonunuz sizi beni besle diyor, nasıl besleyeceksiniz adaptör yok yanınızda. Ve kaçınılmaz son… Şarjınız %0, Şarjınız bitti. “Yandı gülüm keten helvası!”. Size kimse ulaşamıyor insanların işleri var sizinle, onlar işinden oluyor sizin yüzünüzden.
İnsanın mutluluk ve huzuru enerjisi de tıpkı telefondaki şarj gibidir. Sabah kalkarsınız pencereyi açarsınız bahar size bir merhaba der, mutluluk ve huzur içinizde zirvededir. Eşinize günaydın dersiniz çocuğunuz uyanmıştır, huzur ve mutluluk bulaşıcıdır çocuğunuzu yanağından okşar öpersiniz çocuk sizin yüzünüzdeki huzuru görünce huzur ona da bulaşır.
Kahvaltıya oturursunuz. Kahvaltı yaparken dün yaşadığınız kötü olaylar aklınıza gelir, sinirlenirsiniz, eşiniz size iş hayatında yaşadığı ve olumsuz konuşmaları size aktarır dedikodu yapar, dedikodu: Tatlı gibi görünür, ama bir uyuşturucu gibidir, fırtınasına kapılırsanız sizi de fırtınaya kapılan yaprak gibi alır uçurur nereye uçacağınızı bilmeden belki bir yola uçarsınız bir kamyon sizi ezer geçer ya da bir çukura düşer orada yok olur gidersiniz. Ama her şeyden önemlisi, uykunuz almış psikolojiniz düzgün, her şey çok güzel, diye düşünürken, güne tam bir enerji ile başlayacaktınız. Ama dedikodu sizin var olan enerjinizi hızlı bir şekilde bitirmeye başladı. Tıpkı cep telefonunuzdaki zararlı oyunlar gibi. İşe gittiniz. Evde yaşadığınız konuştuğunuz olumsuzluk da sizin kafanızda beraber gider işe. İş arkadaşlarınızla güler yüzlü olmanız gerekirken, gülen yüzünüzü kaybedersiniz sabahleyin dolu olan mutluluk ve huzurunuz artık kırmızı noktaya gelmiştir. Tıpkı telefondaki şarjınız gibi. Moral bozukluğu huzursuzluk sizi daha yorgun hale getirdi. Etraftaki olan olaylara yapmacık bir şekilde gülümsersiniz. Artık sizin şarjınız tükenmiştir. Dedikodu, kötü düşünceler, sinir bozucu olaylar kafanızın arka tarafında çalışırken artık sizin moral gitmiş günün yarısında bitmişsinizdir. Akşam eve geldiniz yorgunsunuz çocuğunuz sizi özlemiştir, oynamak ister. Siz, çok yoruldum uğraşma benle dersiniz, yeter beni sıkma dersiniz. Çocuğunuzun gülen yüzünü soldurursunuz. Mutluluk paylaşınca çoğaldığı gibi maalesef, mutsuzlukta bulaşıcı bir hastalık gibi paylaşınca çoğalır.
Gördünüz mü, düşüncelerinizde alıcıları açık biçimde bırakılmış olumsuz düşünceler sizin enerjinizi nasıl tüketti. Onun için düşüncenizdeki olumsuzlukların kapısını kapatın. Dedikodu, yaşanılan olumsuz olaylar, televizyonlar da ki kötü haberlerin etkisinde kalma, aklınızdaki bu tür olumsuzlukları açılan pencereleri kapatın. Bakın göreceksiniz sabah kalktınız da mutluluk şarjı %100 iken akşam geldiğinizde çocuğunuza eşinize sarıldığınızda ömrünüzün şarjı artacaktır. Deneyin haklı olduğumu göreceksiniz.
Hakan Dinçay