İhtiyar, elinde eski bir tahta sopası, sırtındaki rengi solmuş hırkasıyla geçip gidiyordu. Aniden hayır! diye bağırdı yaşlı adam. Daha fazla nefes alamadığım bu dünyada yaşamak istemiyorum derken gözlerine yaşlar doluyordu. Hayatın kitabını okuduğunu düşünürken, hayat onu çoktan okumuş ve bir köşeye fırlatmıştı. Bitmeyen yoksulluğu, bitmeyen hırslarıyla kaybediyordu tüm zenginliklerini. “Devam edemeyeceğim artık sözlerime intiharı mi … Ölmek ve Dirilmek Arasında okumayı sürdür
WordPress sitenizde gömmek için bu adresi kopyalayıp yapıştırın
Bu kodu sitenize gömmek için kopyalayıp yapıştırın