Sonbahar rüzgârı dallarından koparırken sararmış yaprakları, Ayten’in de yüreğinden bir parça kopup bilinmezlere savruluyordu. Her hazan mevsimi aynı sahne tekrarlanırken, Ayten’in derin yarası gün yüzüne çıkardı. Rüzgârın uğultusunun kulaklarda yankılandığı bir sonbahar günü bırakıp gitmişti Engin Ayten’i. Birkaç satırdan ibaret bir mektupla. Ayten’in sessizliği bir çığlık olup taşıvermişti yüreğinden, akamayan gözyaşlarıysa bir sel olmuştu gönül … KÖPRÜ okumayı sürdür
WordPress sitenizde gömmek için bu adresi kopyalayıp yapıştırın
Bu kodu sitenize gömmek için kopyalayıp yapıştırın